Uygulamada borçluların alacaklıdan mal kaçırma gayesi ile 3. Kişi ile anlaşarak kendisine karşı icra takibi başlattığı ve bu yolla kendi mallarını aslında kendisi haczederek gerçek alacaklının icra takibi veya davasını etkisiz bırakmaya çalıştığı zaman zaman görülmektedir. Bu durumda alacaklı takip başlatsa dahi borçlusunun mallarının hacizli olması yahut mallar üzerinde farklı bir hukuki kısıtlama olması nedeni ile takipten sonuç alamayacağını fark etmektedir.
Ancak bir icra takibinin muvazaalı yani danışıklı yapıldığı üzerine şüphe duyulduğu takdirde aşağıda yaptığımız açıklamalarda yer alan koşulların mevcut olması halinde söz konusu danışıklı icra takibi iptal edilebilir olup gerçek alacaklının kendisine karşı söz konusu muvazaalı icra takibinin tüm sonuçları geçmişe etkili olarak ortadan kalkmakta böylelikle gerçek alacaklı borçlunun mal kaçırma girişimini engelleyerek alacağına kavuşma imkanı elde etmektedir.
Bir takibin muvazaa nedeni ile iptal edilebilmesi için ;
1-Gerçek alacaklının alacağının doğum tarihi muvazaalı takibe ilişkin alacağın doğumundan önce tarihli olmalı, yani örneğin alacak faturadan kaynaklanmış ise fatura tarihi muvazaalı alacağın (örneğin çek) doğum tarihinden daha önce veya aynı tarih olmalı,
Yargıtay23. Hukuk Dairesi Esas No:2014/1824 Karar No:2014/6255 K. Tarihi:14.10.2014 ;”Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Diğer anlatımla, muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması gerekir. Daha önce doğan alacağın daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamayacağı gözetilmelidir.”
2-Muvazaalı icra takibinde takibin muvazaalı yani danışıklı olduğuna ilişkin emareler olmalıdır. Yani hayatın olağan akışına aykırı olarak borçlunun gerçekleştirdiği işlemler , aynı şekilde alacaklının olağan dışı işlem ve eylemleri söz konusu emareleri oluşturmaktadır. Örneğin borçlunun ödeme emrini icra dairesine giderek bizzat tebliğ alması, işleyecek sürelerden feragat etmesi, alacaklıya haczedilecek malları gösterip söz konusu malları alacaklının himayesine bırakması gibi olağan dışı borçlu eylemleri, aynı şekilde alacaklının satışa çıkarıp alacağına mahsuben aldığı malları borçluya kiralaması gibi eylem ve işlemler danışıklı/muvazaalı işlem ve eylemlere örnek olarak gösterilebilir.
YARGITAY 21. HD E. 2007/20801 K. 2008/14834
“Borçlunun ödeme emrini icra müdürlüğüne gidip elden tebliğ alması, lehine işleyecek yasal
sürelerden feragat etmesi, bu şekilde kesinleşen takipte borçluya ait malların haczedilerek
satışa çıkartılması ve alacağına mahsuben alacaklıya ihale edilmesi, sonrasında malların
borçluya kiraya verilmiş olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, başlatılan icra takibinin
danışıklı işlem olduğunu göstermektedir. Bu şekilde hak sahibi olduğunu iddia eden üçüncü
kişinin açmış bulunduğu istihkak davasının reddi gerekir”
YARGITAY 4. HD Esas: 2004/16879 Karar: 2005/475
“…icra emri aynı gün icra dosyası borçlusu
M.C. tarafından PTT’den alınmış, ertesi günü borçlu mal bildiriminde bulunarak,
dava konusu aracın haczine muvafakat etmiş ve aynı gün borçlu huzurunda aracı
haczedilmiştir. Daha sonra derece ve sıra kararı düzenlendiğinde davacılar ilama dayalı bu
alacaklarını alamamışlardır. Olayların yukarıda anlatılan gelişim biçimi, icra dayanağı
bononun her zaman düzenlenmesinin ve istenilen tarihte vade konulmasının mümkün olması
karşısında davalılar arasındaki bono tanzimi ve icra takibi işlemlerinin davacıların alacağını
etkisiz bırakmaya yönelik ve muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır…”
ZAMANAŞIMI – GÖREV – YETKİ–DAVA HARCI
Muvazaalı icra takibinin iptalinde dava zaman aşımı bulunmamakta olup dava açmakta menfaati bulunan herkes her zaman söz konusu iptal davasını açabilecektir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup yetkili mahkeme davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi yahut muvazaalı takibin bulunduğu yer mahkemesidir. Dava harcı nispi harç olup esas takip yahut muvazaalı takipten hangisinin meblağı düşükse nispi harç bu tutar üzerinden hesaplanmaktadır.
Profesyonel yardım ve sorularınız için iletişim numaralarımızdan bize ulaşabilirsiniz.
For professional help and questions, you can contact us through our contact numbers.