Türkiye’de alkollü araç kullanmanın hukuki yaptırımları, tehlikeyi en aza indirmek ve trafik güvenliğini artırmak amacıyla oldukça sıkı tutulmuştur. Bu makalede, alkollü araç kullanma cezalarının cezai boyutları özet şeklinde verilecek ve yaşanan ve yaşanması muhtemel durumlara ilişkin içtihatlar paylaşılacaktır.
Cezai Yaptırımlar
Alkollü araç kullanımı durumunda uygulanan cezalar, suçun tekrarına ve sürücünün alkol oranına bağlı olarak değişmektedir 0,50-1.00 promil aralığındaki ölçüm ile yakalanmaya ilişkin tespitler yönünden ;
- İlk İhlal:
- Para Cezası: 6.439 TL
- Ehliyete El Koyma: Sürücünün ehliyetine 6 ay süreyle el konulur.
- Puan Sistemi: Sürücü 20 ceza puanı alır.
- İkinci İhlal:
- Para Cezası: 8.075 TL
- Ehliyete El Koyma: Ehliyete 2 yıl süreyle el konulur.
- Rehabilitasyon Programı: 20 ceza puanı yanı sıra sürücünün rehabilitasyon programına katılması zorunludur.
- Üçüncü ve Sonraki İhlaller:
- Para Cezası: 12.977 TL
- Ehliyete El Koyma: Ehliyete 5 yıl süreyle el konulur.
- Muayene : 20 ceza puanı yanı sıra Psiko-teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulurlar.
- Alkol Testine İtiraz (Alkolmetreye Üflememe):
- Sürücülerin alkolmetre testini ve alternatif olarak sunulan hastane kan testini reddetmeleri durumunda, ehliyetlerine 2 yıl süreyle el konulur ve 18.452 Tl idari para cezası uygulanır.
1.00 promil (Halk Arasında Yüz Promil Olarak Bilinen) üzerinde alkollü araç kullanılırken yakalanma halinde yukarıdaki ihlallere ilişkin cezalara ek olarak TCK 179. maddesi uygulanarak Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma suçundan yargılama yapılır ve koşulları oluşmuşsa üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hususa ilişkin içtihatlar yazımızın devamındadır.
Cezalara İtiraz Usulü
Cezalara itiraz Sulh Ceza Mahkemelerine yapılır ve ceza tutanağının düzenlendiği yer Adliyesinde mevcut Sulh Ceza Mahkemeleri görevli ve yetkili mahkemelerdir. 1.00 promil üzerindeki tespitlerde ise kişi hakkında ayrıca Trafik Güvenliğini Tehlikeye Atma suçundan soruşturma ve kovuşturma yapılır, bu takdirde ilgili savcılık ve Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde savunma yapılması gerekmektedir.
İÇTİHATLAR
- Alkol Testinin Hatalı Olması Nedeniyle Cezanın İptaline Dair Danıştay 15. Dairesi 2015/8487 E., 2015/9120 K. İçtihat
“davacının teknik cihaz kullanılarak saat 01.56′ da yapılan alkol kontrolünde 0,26 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, ölçümü müteakip davacının S _____ Eğitim ve Araştırma Hastanesinde saat 03.04’de yapılan muayenesinde 0,03 promil alkollü olduğunun belirtildiği ve sözkonusu raporun uyuşmazlık kapsamında hukuki anlamda delil olarak kabulünün zorunlu olduğu, iki ölçüm arasında 1 saat 8 dakikalık zaman farkı bulunduğu, bu süre içerisinde davacının kanındaki alkol oranının 0,26 promilden 0,03 promile düşmesinin yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde bilimsel olarak mümkün olmadığı, bu durumda ilk ölçüm sonucunun sağlıklı olduğu konusunda tereddüt oluştuğu, ayrıca; Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’nın yukarıda bahsi geçen yazısı gözönüne alınarak hastanede yapılan ikinci ölçümde tespit edilen 0,03 promil alkol miktarının üzerine iki ölçüm arasındaki 1 saat 8 dakikalık zaman farkına tekabül eden promil miktarı (yaklaşık 0,17 promil) eklendiğinde dahi davacının ilk ölçümün yapıldığı esnada da hususi otomobil sınıfı dışındaki araçlar için belirlenen yasal sınırın (0,20 promil) üzerinde alkollü olmadığının kabulünün zorunlu olduğu görülmekte olup, bundan bahisle uyuşmazlık konusu olayda dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. “
- 1.00 (Halk arasında yüz promil olarak bilinen) Promil Üzerinde Alkol Ölçümü Halinde Kişisel Alkol Direncinin Öneminin Bulunmadığına Dair Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Esas: 2012/12992, Karar: 2012/5144 İçtihat
“5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu, kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte; Adli Tıp Kurumu Beşinci İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla…”
- Alkol Testine İtiraz Edilmesi Üzerine İlgili Sağlık Kuruluşuna Gitmeyip Özel Sağlık Kuruluşundan Alınan Raporun Mevzuata Aykırı Olması Nedeniyle Kabul Edilemeyeceğine Dair Danıştay 15. Daire, Esas: 2013/2025, Karar: 2013/2323 İçtihat
“…davacı tarafından, alkolmetre ile yapılan ölçümün yanlış olduğu, bu miktarda alkol almadığı ileri sürülmüşse de, davacının 1,51 promil alkollü olması nedeniyle 601 TL trafik para cezası verilmesine ilişkin 12.06.2008 tarih ve 389476 sayılı tutanağı imzalayarak bu durumu kabul etmesi ve görevli polis memurlarınca ölçüme itiraz etmesi halinde sağlık kuruluşuna götürülerek yeni bir ölçüm yapılabileceğinin belirtilmiş olması karşısında, alkolmetreyle yapılan ölçüme itiraz ettiği halde sağlık kuruluşuna götürülmediğine ilişkin iddiasına itibar edilmemiştir.Diğer yandan; davacı tarafından olaydan sonra kendi imkanlarıyla gittiği bir sağlık kuruluşundan alkollü olmadığına ilişkin doktor raporu alınmışsa da, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesi uyarınca, alkolmetreyle yapılan ölçüme itiraz edilmesi halinde, ilgili sağlık kuruluşunda yapılacak alkol ölçümünün görevli memurlar nezaretinde gerçekleşmesi gerektiğinden, bu usule uyulmaksızın alınan doktor raporunun, dava konusu işlemi sakatlayacak nitelikte bir delil olarak kabulüne imkan bulunmamaktadır…”