You are currently viewing SÖZLEŞME HUKUKU – AŞIRI YARARLANMA  (GABİN )

SÖZLEŞME HUKUKU – AŞIRI YARARLANMA (GABİN )

Hukukumuza “Gabin” olarak giren ve yeni TBK’da yapılan Türkçeleştirme sonucunda “Aşırı Yararlanma” olarak adlandırılan durum tıpkı “hile” , “hata” , “korkutma” gibi irade sakatlığı hallerindendir (TBK 28.md). Aşırı Yararlanma’ya örnek olarak yağmurlu ve kötü bir havada 10 birim ödenmesi gereken yol ücretinin 20 birim olarak istenmesi ve alternatif olmadığı için mecburen bu paranın ödenmesi gösterilebilir. Aynı şekilde bir ilaca rahatsızlığı nedeni ile acil ihtiyaç duyan bir hastanın 1 birim olan ilaç fiyatının 2 birim olarak istenmesi ve hasta tarafından mecburen ödenmesi aynı şekilde gabine yani Aşırı Yararlanmaya örnektir. Bu örnekler benzer şekilde diğer alanlarda da çoğaltılabilir olup sözleşmelerin kurulması esnasında ortaya çıkabilen aşırı yararlanma hali, zarar gören tarafından kanunda belirtildiği gibi sözleşmeden dönmek yahut aşırı yararlanmanın yani edimler arası dengesizliğin giderilmesini istemek gibi hakların kullanılabilmesi imkanını verir. Gabin yani Aşırı Yararlanmanın bir davada kabulü için objektif ve subjektif olmak üzere iki unsurun bir arada mevcut olması gerekir. Objektif unsur ; edimler arasındaki açık dengesizliktir , yukarıda verilen örneklerde olduğu gibi normal fiyatının çok üzerinde yahut çok altında olan bir mal veya hizmetin mevcudiyeti objektif unsur olarak değerlendirilebilir. Subjektif unsur ise bir tarafın zor durumda olması yahut tecrübesizlik, düşüncesizlik gibi kendisinden kaynaklanan durumların yanında diğer tarafın ise kişinin zor durumunu bilerek ve bu durumunu istismar etmek kastıyla hareket etmesi gerekmektedir. Yani yukarıdaki örnekte hastanın sağlık olarak zor durumda olması ve ilaç satıcısının hastanın zor durumunu bilerek fiyatı yükseltmesi subjektif unsurları ilaç fiyatının iki katına çıkarılarak satışın gerçekleşmesi ise objektif unsuru oluşturmaktadır. Sonuç olarak Gabinin yani Aşırı Yararlanmanın bir sözleşmede var olduğunun kabulü için objektif ve subjektif her iki unsurun aynı anda bulunması gerekmektedir. Gabin nedeni ile zarar gören kişi bu durumu öğrendiği yahut zorda kalma halinden kurtulduğu tarihten itibaren bir yıl ve her halde sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren beş yıl içerisinde sözleşmeden dönebilir yahut edimler arasındaki dengesizliğin giderilmesini isteyebilir. Söz konusu süreler hak düşürücü süreler olup re’sen dikkate alınır.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/2126 E. , 2021/6326 K.
“…Öte yandan; sözleşmenin gabin (aşırı yararlanma) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış 6098 s. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 28. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 21) maddesi ile aynen; “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.” hükmü getirilmiştir. O halde, aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene), sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkı verir. Hemen belirtmek gerekir ki gabin davasında öncelikle edimler arasındaki aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler de göz önüne alınmak suretiyle, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın hile ve gabin hukuksal nedenine dayalı olduğu kabul edilerek, bu yönlerden araştırma ve inceleme yapılması, toplanan ve toplanacak delillerin bir arada değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken…”

Profesyonel yardım ve sorularınız için iletişim numaralarımızdan bize ulaşabilirsiniz.
For professional help and questions, you can contact us through our contact numbers.

Zeytinburnu Hukuk Bürosu - Avukatlık Danışmanlık Ofisi
Oylamak için tıklayın
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

Bir yanıt yazın